EMTEA
NAKLİYAT SİGORTASI GENEL ŞARTLARI
Yürürlük
Tarihi: 1 Ocak 1953
Madde 1-
Sigortalı malların fırtınadan, geminin batmasından veya
karaya vurmak veyahut kaya veya sığlığa bindirmek gibi
haller neticesinde tamamen veya kısmen harap
olmasından, oturmadan, çatışmadan, sabit, seyyar veya
sabih bir cisme (buz dahil) çarpmasından, malın denize
atılmasından, yangından, infilaktan, kaptan ve gemi
adamlannın barataryasından yükleme, aktarma veya
boşaltma ameliyeleri esnasında bir veya birden çok
dengin düşmesinden ve genel olarak deniz kaza ve
tehlikelerinden gelebilecek her türlü zıya veya
hasarlar, bu poliçe ile tesbit olunan şartlar dahilinde,
sigortacı'ya ait olacaktır.
Madde 2- İğtinam, zabtü müsadere, hapsü tevkif,
mümanaat veya alıkoyma ile bunların veya bunlara matuf
her türlü teşebbüslerin neticeleri, kezalik muhasematın
veya harp mahiyetinde harekatın (harp ilan edilmiş
olsun, olmasın) neticeleri sigortanın dışındadır. Ancak
bu hüküm muharip bir devlet tarafından veya muharip bir
devlet aleyhine vaki hasmane bir fiile doğrudan doğruya
(ve alakalı geminin veya çatışma halinde bu çatışmaya
karışmış olan diğer herhangi bir geminin yapmakta olduğu
sefer veya hizmetin nev'i veya mahiyetinden müstakil
olarak) ika edilmiş olmadıkça çatışmayı, (mayın veya
torpilden başka) sabit veya sabih bir cisimle teması,
oturmayı, fırtına ve yangını sigorta dışında tutmaz; ve
bu hüküm bakımından, bir devletle iştirak halinde
olan ve emrinde deniz, kara veya hava kuvvetleri
bulunduran herhangi bir otorite dahi devlet tabirinin
şümulüne girer.
Bundan başka, iç harbin, ihtilalin, isyanın,
ayaklanmanın veya bunlardan doğan iç kargaşalıkların
neticeleri ile korsanlık da sigortanın dışındadır.
Her halde sigorta edilen mallara mayın, torpil, bomba ve
sair harp silahlarının ika edeceği ziya veya hasarlar
sigortaya dahil değildir.
Madde 3- Grevcilerin, lokavt edilmiş işçilerin
veyahut işçi kargaşalıklarına, karışıklıklara veya halk
hareketlerine iştirak eden kimselerin ika edecekleri
ziya veya hasarlar sigortanın dışındadır.
Madde 4- Sigorta, aksine sözleşme olmadıkça,
aşağıdaki rizikoları temin etmez, şöyle ki:
a)Yağmur suyu, ambar buğusu ve bundan ileri gelen
tekasüf,
b) Oksidasyon veya paslanma, kırılma, çalınma,
mutad dışı akma; malın bünyesinde, görünüşünde,
renginde, tadında veya rayihasında tagayyür husule
getiren her nevi tabahhur ve intişarlar; meğer ki hasar
veya zıvalar sigorta edilen rizikolardan birinin
neticesinde vuku bulmuş olsun.
Madde 5- Aşağıdakı hallerin gerek doğrudan doğruya,
gerek dolayısiyle doğuracağı avakıp sigortaya dahi1
değildir:
Yasak veya gizli ticaret, kaçakçılık, emtianın ithal,
ihraç veya transitine müteallik kanun. ve nizamlara
aykırılık, hakikat hilafı beyan, sigorta akidinin veya
sigortalının veyahut bunların adamlarının vekil veya
mümessillerinin fiil veya kusurları.
Aşağıdaki hususlar, sigorta hususi avarya dahil
akdedilmiş olsa bile sigortanın dışındadır:
Malların sevk ve naklinde, sebebi ne olursa olsun vaki
gecikmeler, karantina veya kışlama tevakkufları, yükleme
veya boşaltma istarya ve süresteryaları ile bunlara ait
resim, harç ve masraflar; kur ve rayiç farklan veya faiz
kayıpları, teslim etmemekte temerrüt veya geç teslim
tazminatı., kardan mahrumiyet; malların zati ayıbına
izafe olunabilecek her türlü avarya, zayiat, bozulma ve
eksilmeler , malların gereği veçhile hazırlanmamış veya
tertiplenmemiş olmasından veya ambalaj
kifayetsizliğinden ileri gelen ziya ve hasarlar;
suhunetin ve atmosferik şartların tesirleri; mutad akma,
fire ve aşınmalar fare, sıçan, kurt ve diğer haşaratın
ika ettiği tahribat.
Sigortanın akidi nakliyatı bizzat yaptığı veya
adamlarına yaptırdığı takdirde, kaptanın ve gemi
adamlarının barataryasından, hile ve hud'asından,
ihmalinden, ihtiyatsızlığından, ehliyetsizliğinden ileri
gelen zıya ve hasarlar sigortaya dahil değildir.
Madde 6- Malların dağılıp saçılması, kızışması ve
kuruması sigortanın dışındadır; meğer ki zıya veya
hasarlar sigortalanmış bir rizikodan ileri gelmiş olsun.
Madde 7- Şayet, sigorta akidinin bilgisi altında
olarak barut, fulmikoton, kibrit, ham petrol, benzin,
fosfor, kimyevi maddeler, dinamit, nitrogliserin ve
benzeri maddeler gibi kolaylıkla tutuşabilen veya
infilaki mümkün olan maddeler ile sönmemiş kireç, tahrip
edici mayiler veya zehirli veyahut fena kokulu maddeler
sigortalı mallar ile bir arada yüklenir veya depo
edilirse, böyle maddelerin yakınlığından veya aynı
hamuleye katılmış olmalarından doğacak zıya veya
hasarlar -sigortalanmış hadise meydana gelse bile-
sigortanın dışında kalır.
Madde 8- Sigorta, malların, donatan veya gemi
kiracısı tarafından, nakledilmek veya nakliyat derhal
yapı1mayacaksa muvakkaten muhafaza olunmak üzere,
tesellüm edildiği anda başlar. Sigortanın akidi malları,
donatan veya gemi kiracısına rıhtım idaresi veya benzeri
bir müessese marifetiyle teslim ettiği takdirde, bunlar
malların tesellümü bakımından, donatanın veya gemi
kiracısının mümessili sayılır. Bu maddedeki muvakkat
muhafaza keyfiyetinden ancak, ticari teamüllere uygun
olan kısa bir zamana münhasır muhafaza keyfiyetinden
ancak, ticari teamüllere uygun olan kısa bir zamana
münhasır muhafaza halleri kasdedilmiştir.
İşbu sigortanın hükmü, malların tahmil, tahliye
esnasında, buna mahsus olan liman merakibinde
bulundukları esnada da aynen mer'i kalacaktır.
Sigorta, malların teslim yerinde mürselünileyhine teslim
edildiği anda ve eğer teslim keyfiyetine mani bir hal
tahaddüs ederse, malların usulüne tevfikan depo edildiği
veya satıldığı zaman ve her halükarda en geç tahliyeyi
takip eden on beşinci günün hitamında sona erer.
Tahliye keyfiyeti, sigortanın akidi veya mürsil veyahut
mürselünileyh tarafından makbul sebep olmaksızın
geciktirilirse, sigorta gecikme olmasaydı tahliye ne gün
bitecek idiyse onu takip eden on beşinci günün hitamında
nihayet bulur.
Eğer nakliyat bir nakliyeci müesseseye tevdi edilmiş
bulunursa -ki bu takdirde sigortanın akidi bu
müessesenin ismini de bildirmekle mükelleftir- sigorta,
mezkur müessesenin malları teselmüm ettiği anda başlar
ve bunları teslim yerinde mürselünileyhe teslim ettiği
anda, fakat en geç tahliyeyi takip eden otuz günün
inkizasında (bu iki şıktan herhangi birinin
diğerlerinden evvel tahakkuk etmesiyle) sona erer.
Madde 9- İşbu poliçe hükümlerine rivayette,
taraflardan herhangi birine hüsnüniyete aykırı hareket
edilmesi halinde, mukavele diğer tarafça hükümsüz
sayılabilir. Ezcümle sigortalı, esasa taalluk eden ve
kendisince bilinen her hususu, mukavelenin akdinden
evvel sigortacıya bildirmekle mükellef olup, bu
mükellefiyetin yerine getirilmemesi hüsnüniyete aykırı
bir hareket sayılır.
Bundan başka, bir sigorta sigortalı nam ve hesabına onun
bu hususa memur ettiği bir kişi tarafından aktedilirse
bu kişi de esasa taallük eden ve kendisince bilinen her
hususu sigortacı'ya bildirmekle mükellef olup, bu
mükellefiyetinin de yerine getirilmemesi hüsnüniyete
aykırı bir hareket sayılır.
Bu madde hükümlerinin tatbiki bakımından sigortalı,
işlerin mutad seyri içinde kendisince bilinmesi gereken
bilcümle hususatı bilir sayılacağı gibi, sigorta akdine
memur edilen kişi de yine işlerin mutad seyri içinde
kendisince bilinmesi veya kendisine bildirilmiş olması
gereken her hususu bilir sayılır.
Rizikonun takdiri bakımından taşıdıkları ehemmiyet
dolayısiyle, gerek sigortayı kabul edip etmemek ve gerek
tabi olacağı çeşitli şartları tayin eylemek hususlarında
basiretli bir sigortacının vereceği bir kararda müessir
olabilecek mahiyette her husus bu madde anlamında esasa
müteallik bir husustur.
Madde 10- Mutad veya mukarrer olan yolun tebdili
veya mahalli maksudun değiştirilmesi, veyahut navlun
mukavelesi gereğince donatana veya gemi kiracısına
verilmiş olan herhangi bir selahiyetin kullanılması
neticisinde sigorta edilen rizikonun mahiyetinde diğer
bir değişiklik vukuu takdirinde, veyahut sigortalı
malın, geminin veya seferin tarif ve tavsifinde herhangi
bir nisyan veya sehiv vukuu halinde sigorta, takarrür
edecek bir ücret mukabilinde meriyette kalır.
Madde 11- Navlun mukavelesi ile donatana veya gemi
kiracısına verilmiş olan herhangi bir salahiyetin
kullanılması neticesinde, mezkur mukavele, natık olduğu
teslim yerinden başka bir liman veya mahalde sona erdiği
takdirde:
a) Mallar, bu liman veya mahalde satılıp teslim
edilinceye veya sigortaya son verilmesi sigortacıya
bildirilinceye kadar , kararlaştırılacak bir ücret
mukabilinde ve poliçe şartları dahilinde sigortalı
kalır. Bu fıkrada yazılı iki şıktan hangisi daha önce
tahaddüs ederse o nazarı itibara alınır.
b) Mallar, işbu poliçede beyan edilen teslim
yerine veya herhangi diğer bir teslim yerine yeniden
sevkedildiği takdirde ise, yine kararlaştırılacak bir
ücret mukabilinde, bu teslim yerine varıncaya kadar
poliçe şartları dahilinde sigortalı kalır ve bu yerde,
boşaltmadan sonraki kuvertür müddeti hakkında 8'nci
madde hükümleri cari olur .Şu kadar ki navlun
mukavelesinin sona ermesinden sonra, gecikmeden,
sigortalı maddenin zati ayıbından veya nevi ve
mahiyetinden ileri gelen zıya ve hasarlardan dolayı
sigortacıya hiçbir mes'uliyet teveccüh etmez.
Madde 12- Sigorta, mukavelenin akdine takaddüm eden
bir zamanda başlamak üzere de yaptırılabilir. Bu
takdirde riziko tahakkukuna artık ihtimal kalmadığını
sigortanın akdi sırasında, sigortacı biliyor idiyse
ücrete hakkı olmaz.
Sigorta yaptıran, riziko tahakkukunun zaten vaki olmuş
bulunduğunu sigortanın akdi sırasında biliyor veya
bilmesi icap ediyor idiyse, sigortacı tazminat
tediyesinden vareste kalır; riziko tahakkukunun vaki
olmuş bulunduğuna sigortanın akdi sırasında sigortacının
itilaf olmadığı takdirde ücret sigortacıya ait olur.
Sigorta, bir vekil tarafından akdedilmiş olduğu
takdirde, bilinen ve bilinmesi icabeden hususlar
bakımından, yalnız vekilin şahsı değil, müekkillerin
şahsı da nazarı itibara alınmak lazım gelir.
Madde 13- Sigorta, malların yükleneceği gemi veya
gemilerin adı bildirilmeden akdedilmiş olduğu takdirde,
sigortalı, bu hususta kendisine haber gelir gelmez veya
en geç haber gelmesini takip eden kırk sekiz saat
zarfında geminin veya gemilerin adı ile her biri
üzerindeki sigortalı meblağı bildirmekle mükellef olup,
buna riayetsizliği sigortayı hükümsüz kılar.
Poliçenin, akdi tarihinden itibaren bir yıl geçtikten
sonra, yüklendikleri gemi adı ile sigorta miktarları bu
müddet zarfında bildirilmemiş olan mallar hakkında,
sigortalı lehine hiçbir hükmü kalmaz.
Madde 14- Sigortalı, işbu poliçe mucibince
sigortanın takarrür edecek bir ücret mukabilinde
meriyette kalmasını istilzam edecek bir vakıadan
haberdar olur olmaz, bunu derhal sigortacıya bildirmekle
mükellef olup, sigortanın meriyette kalmasına hak
kazanabilmesi bu mükellefiyetin yerine getirilmesine
bağlıdır.
Madde 15-
A) Her iki tarafın bilcümle hakları karşılıklı
olarak mahfuz kalmak şartiyle, her türlü muhafaza
tedbirlerini almaya veya bunların alınmasını tahrik veya
talep etmeye, sigortalı şeylerin kurtarılmasına nezaret
veya kurtarma ameliyesine bilfiil girişmeye veya
başlamaya sigortalı mecbur ve sigortacı salahiyetlidir
ve bundan dolayı sigortacının, bir tasarruf fiilinde
bulunduğu veya tazmin mükellefiyetini prensip itibariyle
kabul ettiği iddia olunamaz.
Sigortacı ezcümle, her türlü araştırmaya teşebbüs ve
bilcümle rücu haklarını istimal edebilir ve geminin
ziyaı veya sefere elverişsiz bir hale gelmesi
takdirinde, sigortalı şeylerin mevritlerine yeniden
sevkine muktazi hususatın ifasına bizzat girişebilir;
sigortalı bu hususlarda sigortacı ile tam bir elbirliği
yapmak, ezcümle bu tedbirlerin yerine getirilmesine
yardım etmek üzere elinde bulunan bilcümle vesaik ve
malumatı sigortacıya vermekle mükelleftir.
B) Bundan maada, nakliyeci ile diğer bilcümle
mes'ul üçüncü şahıslar aleyhindeki rücu haklarını,
icabında sigortacı lehine, muhafaza edebilmek üzere
sigortalı lazım gelen bütün tedbirleri vakti zamanında
almak ve icabında gerekli takibata girişebilmek
hususunda sigortacı ile kayıtsız şartsız elbirliği
yapmakla mükelleftir.
C) Sigortalı, işbu maddede derpiş edilen muhafaza
tedbirlerini almak hususunda gerek kendisi ve gerek
mürsil, mürselünileyh veya bunların adamları veya
yerlerine kaim olanlar tarafından vaki ihmalden, bu
ihmalin sigortacıyı zarardide etmiş olduğu nisbetinde
mesuldür.
D) Herhangi bir mes'ul şahıstan alınıp,
sigortalının, mürsilin, mürselünileyhin veya bunların
mümessillerinin veyahut yerlerine kaim olanların
faydalanacağı bilcümle tazminat sigortacı tarafından
ödenecek mebaliğden sigortacının menfaat alakası
nisbetinde düşülür.
Madde 16 -Bırakma münhasıran aşağıdaki hallerde
yapılabilir:
a) Haber alınamaması; Malları nakleden gemi
kayıplık halinde olur ve aradan kafi müddet geçtiği
halde haber alınamamış bulunursa,
b) Malların temin edilen bir rizikonun tahakkuku
neticesinde; uğradığı maddi hasarlar dolayısiyle mahreci
veya mevridinden gayri bir mahalde satışı emrolunmuş ise
(nakil geminin, yükleme limanından ayrıldıktan sonra
aynı limana mecburi dönüş yapması hali hariçtir).
c) Temin olunan bir rizikonun tahakkuku
neticesinde: Sigorta edilen şeylerin bilfiil tamamen
ziyaı önüne geçilemeyecek bir hal arzeder veya bunların
bilfiil tamamen zıyaa uğramaktan kurtarılmaları,
neticede haiz olabilecekleri kıymeti tecavüz edecek
miktarda bir masrafın ihtiyarına bağlı bulunursa;
ezcümle:
1- Sigortalı, malına sahip olamamak vaziyetinde
bulunur ve;
a) Mallarını yeniden ele geçirmesi gayri muhtemel
görünür veya;
b) Malların yeniden ele geçirilmesi için ihtiyarı
icap eden masraflar bunların tekrar ele geçirildikten
sonra haiz olacakları kıymetten fazla olursa,
2- Malların hasarlanmış olması halinde, tamiri ve
mevritlerine yeniden sevki için gereken masraflar
mevride muvasalatlarında haiz olacakları kıymetten fazla
olursa
Bırakma muamelesine yer veren bilcümle ahvalde,
sigortacı, bırakmayı kabul etmek veya, mülkiyet uhdesine
intikal etmeksizin tam ziya yolu ile tediyede bulunmak
şıklarından birini daima seçebilir.
Madde 17- Sigortacının umumi avarya garame payları
ile umumi avarya prensipleri dairesinde ödenmesi lazım
gelen garame paylarına taalluk eden taahhüdu, navlun
mukavelesinde derpiş edilmiş olan mahalde mezkur
mukavelenin derpiş ettiği usule göre ve eğer navlun
mukavelesinde bu hususta bir sarahat yoksa, sigortalı
seferin bittiği mahalde cari olan kanun ve adetlere göre
tanzim olunacak dispeç ile taayyün eder.
Sigortalı, bir umumi avarya garame payı ödediği veya
ödemekle mükellef tutulduğu takdirde, eğer garameye
giren mal, umumi avarya iştirak kıymetinin tamamı
üzerinden sigorta edilmiş ise, garame payının tamamı
ödenecek tazminatı teşkil eder. Fakat bu mal iştirak
kıymetinin tamamı üzerinden sigorta edilmemiş veya bu
malın yalnız bir kısmı sigorta edilmiş bulunursa,
sigortacı tarafından ödenecek tazminat sigortadaki
eksiklik nisbetinde azalır; ve eğer iştirak kıymetinden
tenzili gereken ve tazmini sigortacıya terettüp eden bir
hususi avarya vuku bulmuş ise, bunun miktarı
sigortacının uhdesine terettüp eden garame payının
tayini zımnında, sigorta bedelinden düşülür.
Umumi avarya prensipleri dairesinde ödenmesi lazım gelen
bilcümle garame payları hakkında da hüküm böyledir.
Madde 18- Güverteye veya gladuraya yüklenmiş mallar
hakkında, aksine hususi bir şart olmadıkça, sigortacı
münhasıran, sigortalıya terettüp edebilecek umumi avarya
garame paylariyle geminin tam zıyaa uğraması veya haber
alınamayarak kayıplık halinde kalması neticesinde
malların zıyaından mesuldür.
Şu şartla ki, yukarıdaki haller işbu sigorta ile temin
edilmiş rizikolardan birinin tahakkuku neticesi olsun.
Madde 19- Sigorta, ''hususi avarya franko'' olarak
akdedildiği takdirde, sigortacı, ister maddeten vukuua
gelsin, ister masraf olarak tahakkuk etsin, hususi
avaryaları temin etmez meğer ki zıya veya hasarlar
aşağıdaki vakıalardan ileri gelmiş olsun:
Geminin batması veya karaya vurmak veyahut kaya veya
sığlığa bindirmek gibi haller neticesinde tamamen veya
kısmen harap olması, oturması, çatışması, sabit, seyyar
veya sabih bir cizme (buz dahil) çarpması, yangın,
infılak yükün bir sığınma limanında boşaltılması,
yükleme, aktarma ve boşaltma ameliyeleri esnasında bir
veya birden çok dengin olduğu gibi tam zıyaa uğraması.
Bu takdirde dahi 5'nci maddenin 2'nci fıkrasında sayılan
hususlar sigortanın dışındadır.
Madde 20- Hususi avaryalar, hususi şartlar meyanında
başka türlü hüküm olmadıkça yüzde üç muafiyet düşülmek
suretiyle tazmin olunur.
Ancak, yükleme, aktarma ve boşaltma ameliyeleri
esnasında bir veya birden çok dengin olduğu gibi tam
ziyaa uğraması hallerinde ve aşağıdaki vakıalardan ileri
gelen hususi avaryalar da hiçbir muafiyet tenzil
edilmez:
Geminin batması veya karaya vurmak veyahut kaya veya
sığlığa bindirmek gibi haller neticesinde tamamen veya
kısmen harap olması, oturması, çatışması, sabit, seyyar
veya sabih bir cizme (buz dahil) çarpması, yangın,
infilak, yükün bir sığınma limanında boşaltılması.
Madde 21- Hususi şartlarda aksine hüküm
bulunmadıkça, muafiyet; -tatbiki icabettikte- denk
başına ve şayet mallar dökme halinde ise ambar başına
hesaplanır.
Madde 22- Kısmen vaki olan ziya ve hasarlar, poliçe
umumi şartlarının hükümleri mahfuz kalmak üzere,
sigortacının, mahallindeki avarya korniseri ile
karşılıklı olarak ve eğer sigortacının orada avarya
komiseri yoksa, mahalli usul ve adetlere göre tesbit
edilmelidir. İşbu tesbit muamelesi malların tahliyesini
takip eden on beş gün içinde ve herhalde mütesellimine
tesliminden evvel yapılmalıdır.
Yukarıdaki vecibelerin yerine getirilmemesi sigortacıya
tazminat talebini red hakkını verir meğer ki bu
vecibelerin yerine getirilmeyişinin mücbir sebeplerden
ileri geldiği sigortalı tarafından isbat edilmiş olsun.
Ziya ve hasarların tesbiti hususundaki vaki masraflarla
ekspertiz ücretleri malların mütesellimi tarafından
ödenir ve bunların tamamı, tesbit olunan ziya ve
hasarlar -tamamen veya kısmen- sigortalı bir
rizikodan ileri gelmiş bulunuyorsa, sigortacı tarafından
tazmin olunur.
Madde 23- Sigortacı, hususi avarya sebebiyle
tazrninat talebine mevzu olan mallardan hasarlı
kısımların, kıymetlerinin taayyünü için açık arttırma
ile satışını bihakkın talep edebilir; bundan dolayı
sigortacı bir tasarruf fiilinde bulunmuş sayılmaz.
Satış, mallar gümrüklenmeden yapılırsa gümrüksüz kıymet,
gümrüklendikten sonra yapılır ise gümrüklü kıymet hususi
avarya olarak tanzimi icap edecek meblağın tayininde
mukayeseye esas tutulur.
Madde 24- Tazminat Talebi:
a) Umumi avarya garame payları için dispeçin
tanzimi tarihinden itibaren bir sene,
b) Bütün diğer hallerde, geminin hareket
tarihinden itibaren iki sene,
içinde sigortacının kabulüne iktiran etmemiş veya aynı
mühletler zarfında sigortalı mutalebesini selahiyetli
mahkemeye intikal ettirmemiş ise sigortacı her türlü
mutalebeden kurtulmuş olur.
Madde 25- Sigorta Değeri:
a) Ham maddeler ile toprak mahsulleri için,
malların varma mahallinde ve tahliye zamanındaki
hasarsız vaziyette piyasa kıymetidir.
b) Mamul ve yarı mamul maddeler için, malların
tahmil yerinde ve tahmil zamanındaki bedeline gemiye
kadar olan bilcümle masarif ile istirdadı mümkün olmayan
navlun, sigorta ücreti ve yüzde on kar payı ilave
edildikten sonra hasıl olan miktardır.
Sigorta bedeli sigorta değerini aşarsa, aşan kısım
hükümsüzdür.
Sigorta bedeli sigorta değerinden dün ise sigortacıya
terettüp edecek tazminat noksan sigorta nisbetinde
azalır.
Madde 26- Sigortacı, sigorta tazminatını ödemekle,
sigortalının biilcümle mes'ul şahıslara karşı olan rücu
vesair haklarını iktisap eder ve bu haklara taalluk eden
her hususta sigortalının yerine geçer. Sigortalı,
sigortacının talebi halinde bu keyfiyeti dispeçte veya
sigorta tazminatı makbuzunda veyahut buna mahsus bir
vesikada teyit eylemeyi taahhüt eder.
Bu suretle sigortalının yerine geçme keyfiyeti, ancak
ödenen sigorta tazminatı miktarınca muteber olur:
Madde 27- Sigorta ücreti poliçenin teslimi ile ve
poliçenin derhal teslimi mutad olmayan hallerde, akitle
vacibüttediye olur.
Her halükarda sigortacının deruhte ettiği riziko
işlemeye başlamakla, sigorta ücretinin tamamı sigortacı
için müktesep olur.
Madde 28- Hususi şartlar umumi şartlara tekaddüm
eder.
Son
Düzenleme Tarihi: 11 Mayıs 2002